Huş mantarı(Piptoporus betulinus)

Alem Bölüm Takım Aile Tür
Fungus Basidiomycota Polyporales Fomitopsidaceae Piptoporus betulinus

Huş MantarıMantarı Tanıyalım:

Huş mantarının Latince adının açıklaması:
"Piptoporus" =  Ağaç öldüren, borucuk altlı mantar.
"Betulinus" =  Huş=Betula  ağacında yaşayan.
Genelde zayıf düşmüş, ölmekte olan Huş ağaçlarının ölü dallarında (parazit olarak) ya da ölü huş ağacı kütüklerinde (çürükçül olarak) yaşayan bir ağaç mantarıdır. Ve sadece Huş ağaçlarında görülür.
Ana özelliği ise buralarda yoğun bir "kahverengi-çürüme" ye neden olmasıdır. Canlı ağaçlar, oluşan çürüme ile hastalanıp zayıflamakta ve zamanla da ölmektedirler. Hastalık normalde dal ve tepelerde başlar ve aşağıya doğru ilerler. Sadece genç ve iyi gelişme gösteren ağaç gövdeleri bu hastalığa karşı direnç gösterebilirler.

Ağacın ölümüyle birlikte çürüme ağaç kabuğunda ve gövdede devam eder ve çoğu zaman gövdenin merkezine doğru ilerler. Hastalanmış odun süratle ayrışır. Bu şekilde, dört ay gibi kısa bir sürede, odunun % 30-70 inin ayrışmaya uğradığı gözlemlenmiştir. Çürüyen kısımlar büyük parçalar halinde ağaçtan koparak düşerler.

Asya, Avrupa ve Amerika'da Huş'un bulunduğu her yörede yaygındır.  .

Mantar Gövdesi:Ölü mantar

Mantar gövdesi sonbaharda oluşur ve bir sonraki ilkbahara kadar yaşar, yani bir yıllıktır. Ancak, ölü mantarlar ölü olarak birkaç yıl daha ağaç gövdesinde yapışık  kalabilirlerse de bu sürede renkleri de kararmış bulunur. (Bak: Yandaki foto)

Huş mantarı, ilk çıkarken küresel, yastığımsı bir çıkıntı halinde görünür. Meyva diye tanımladığımız mantar gövdesi gelişmesini tamamladığında  böbrek biçimi alır. Genel olarak 5-15 cm derinliğinde, 25 cm genişliğinde ve 6 cm kalınlığındadır.

Üst yüzeyi konveks (Dışbükey), az yada çok düz olup, raflar halinde yada toynak biçiminde gelişir. Gövdenin dışı kuru, düz yada biraz pürüzlü bir deri tabaka (zar) ile kaplıdır. Zarın rengi beyaz tondan  kahverengi tona kadar farklılıklar gösterir. Ancak mantar yaşlandıkça zar soyularak dökülmeye başlar bu durum ona pullu bir görünüm verir. Zar tamamen döküldüğünde ise eti ortaya çıkmaya başlar ki mantar sonunda bembeyaz bir görünüm alır.Huş Mantarı1

Gövde kenarları yer yer, içeriye ve dışarıya doğru kıvrık olabilir ve genellikle borucuk tabakaya doğru sarkarak, onun çevresinde bir kasnak oluşturur. Bu özel görünümü ve sadece Huş ağacında rastlanması nedeniyle çok kolay tanınabilen bir mantardır.

Oldukça etli bir mantardır ve eti genç örneklerde beyaz, yumuşak ve lastikimsi ve tadı da acımtıraktır. Ancak zamanla şişe mantarı kıvamını alır, en sonunda da hafif, kuru ve ufalanabilir bir yapıya kavuşur.

Mantarın esasta ayağı bulunmaz, ancak bazan, gövdenin yan tarafında, ağaca bağlandığı  kısa bir bölüm olabilir ki bu durumda bağlantı yerindeki kalınlığı (6-10) cm dir.

Husta por tabakasıBorucuk (Por) Bölümü:

Şapkanın alt yüzündeki por (borucuk) tabakası, oldukça incedir ve süngere benzeyen (tüm borucuk altlı mantarlarda olduğu gibi) bir yapıdadır. Yani baktığımızda küçük borucuk ağızları görülür.

Borucuklar 1,5-5 mm uzunlukta olup yuvarlak yada bazan hafif köşeli olurlar. 1 mm de 3-4 borucuk bulunur. Bu tabakanın rengi, önceleri beyaz tonlu olmakla birlikte sonraları sarıya çalar renge ve en sonunda da açık gri-kahverengiye dönüşür. Bu tabakanın gövdeden kolaylıkla ayrılabilme özelliği vardır.  

Mantardan Yararlanma:

Gençken iştah açıcı bir izlenim vermesine ve yenilebilmesine karşın, zamanla mantarlaşır ve yenmez hale gelir. Zaten kokusu ve tadı  keskindir.

Bununla birlikte Huş mantarının antibiyotik özelliği olduğu ve kan durdurucu nitelikte olduğu bilinmektedir ve "Buz-Adam=Ice-Man" in, çantasında, Kav mantarı ile birlikte bu mantarı da bu nedenle bulundurduğu düşünülmektedir.

Ayrıca Huş mantarının tamamen farklı kullanım alanları da vardır. Örneğin iğnedanlık olarak kullanıldığı gibi, kesilerek plaka haline getirilmiş parçaları, traş bıçakları, ustura ve diğer kesici aletleri bilemekte, yani bir nevi bileyi taşı gibi kullanılabilmektedir. Kraliçe Victoria döneminde (1837-1901) ustura kayışı yokluğunda onun yerine kullanıldığı tarihsel olarak sabittir.

Ayrıca bu mantarın neden olduğu, çürümüş huş ağacı parçaları, pulverize edilerek, İsivçre'de, saat endüstrisinde polarizasyon maddesi olarak kullanılmıştır. Norveç'te ise bu mantara özel bir ad verilmiştir  (kinivkjuke) ve keskin aletleri korumada, yani kın olarak, kullanılmaktadır.