Mantarların Yenilmeye Hazırlanması

Mantarların yenilmeye hazırlanmasını iki aşamalı olarak düşünmek gerekir.
  • 1.Aşama: Mantarın ön işlemden geçirilmesi.
  • 2.Aşama: Mantarın pişirilmesi.
Şimdi sırası ile bu işlemleri ele alacağız.

MANTARIN ÖN İŞLEMİ

Mantarın ön işlemi iki farklı şekilde uygulanır. Bu işlemler hem amaç hem de uygulanış biçimi olarak birbirlerinden ayrıldıkları gibi uygulandıkları mantar cinsleri de farklıdır.

Suda kaynatma:

Mantar zehirlenmesi bölümünde belirttiğimiz gibi, mantarlar çoğunlukla bünyelerinde zehirli yada insan sağlığı açısından uygun olmayan maddeler içerirler. Ancak bir kısım mantarlardan bu maddelerin elimine edilmesi yani mantarın bünyesinden uzaklaştırılabilmesi olanağı vardır. Bu şekilde söz konusu olan mantarlar yenilebilir hale getirilirler. Bunun yolu mantarın suda kaynatılmasıdır.
Yapılışı: Bu işlemde amaç mantarın bünyesinde bulunan zehirli yada insan sağlığı için zararlı ımaddelerin yokedilmesidir. Bu nedenle sadece belirli tür mantarlara uygulanmaktadır. Bu tür mantarlar arasında 'Lactarius' (kırılgan dokulu ve sütlü mantarlar) cinsi mantarların keskin olan türleri ön sırada gelirler.
Temizlenmiş ve kesilmiş taze mantar yada kuru iken suda yatırılan mantarlar kendisinin 4-5 katı su ile bir tencereye konulur. Parça büyüklüğüne ve mantarın cinsine bağlı olarak 10-20 dakika kaynatılır. Sonra suyu dökülerek soğuk sudan geçirilir ve süzülmeye bırakılır.
Bu işlemden sonra mantar pişirilmeye yada konserve yapılmaya hazır hale gelmiştir.
Bu işlemin yararlarına bir örnek verilirse: 5 dakika süre ile bu işleme tabi tutulan bir mantardaki kanserojen olan radyoaktif cesium maddesi % 90 oranında azaltılabilmektedir.
Bazı mantarlarda (örneğin-bazı kuzu göbeği cinsleri) kaynamakta olan mantardan çıkan buharlar da kaynama suyundaki zehirli maddeleri içerdiklerinden solunmaları da aynı şekilde zararlıdır.

Suyunu buharlaştırma:

İnsanların bünyeleri bilindiği gibi aynı değildir. Bazı bünyeler besinlerin içerdikleri bazı bileşiklere karşı oldukça hassas olabilmektedir. Mantarlarda bulunan ve teker teker saptanması bugün için olanaksız olan pekçok madde vardır ve bunların bazıları, o maddelere karşı aşırı hassas olan insanlarda, özellikle de sindirim sistemini etkileyerek ters etkilere neden olmaktadır.
Çoğunlukla suda erime özelliğini haiz olan bu maddeleri mantar bünyesinden uzaklaştırmak gereklidir. Bunun yolu da tüm yenilebilir mantarların suyunu buharlaştırma işlemine tabi tutulmasıdır. Yani mantar hiç bir şekilde çiğ yenmemelidir.
Yapılışı: Bu işlem zehirli yada zararlı madddeler içermeyen yani suda kaynatılmaya gerek olmayan mantarlara uygulanır. Hem taze hem de kurutulmuş mantarlar için geçerlidir.
Bu işlemde amaç mantarı yüksek sıcaklığa tabi tutarak yapısındaki suyun alınmasıdır. Böylece zehirli olmayan ancak şu veya bu şekilde insanların sinir ve sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabilecek olası maddeler büyük ölçüde mantarın bünyesinden uzaklaştırılmış olurlar.
Temizlenmiş ve kesilmiş taze mantar yada kuru iken suda yatırılan mantarlar bir tencereye konularak kapağı kapalı halde 10-15 dakikika ısıtılır. Mantar bu sürede kendi suyunu verecektir. Eğer mantar çok kuru ise başlangıçta çok az bir su konularak dibine tutması önlenir. Mantar çok fazla sulu ise bu durumda da kapağı açık olarak fazladan bir süre daha ısıtılmaya devam edilir.
Bu işlemden sonra mantar pişirmeye, konserve yapmaya yada dondurulmaya hazır hale gelmiştir.

MANTARIN PİŞİRİLMESİ

Ön işlemden geçirilmiş mantarlar pişirilmeye hazırdır. Bu mantarlar konserve, kurutulmuş yada dondurulmuş olabilirler. Kurutulmuş mantarlar suya batırılarak eski suları kazandırılır, donmuş mantarlar uygun bir şekilde çözdürülür ve konserve mantarlar da kavanozlardan alınarak pişirme işlemine başlanır.
Yapılışı: Mantarlara tad veren maddelerin çoğu yağda eriyen maddeler olduklarından mantar pişirilmesinde yağ kullanılması en azından lezzet açısından daha uygun olur.

Mantar yemeği genelde iki temelde yapılmaktadır.

  1. Mantarın mantar olarak pişirilmesidir.
    Bu temelde mantarlar tavada veya sıvı yağa daldırılarak kızartılırlar. Bu şekilde sade olarak veya et, balık yada kızartılmış veya haşlanmış sebzelerin yanında tatlandırıcı olarak yenilirler. İstenirse mantarın tadına üstün gelmeyecek oranda ince soğan da birlikte kavrulabilir.
    Kızartmada sıvı ve katı yağ kullanılması damak zevkine bağlıdır. Ancak bu söylediğimiz, aşırı abartılan kolestrol korkusu taşımayanlar için geçerlidir.
    Kızartmanın bir başka türü de mantarın bulamaca batırılarak kızartılmasıdır. Yumurta, tuz, karabiber ve ekmek ufağı (veya un) bulamacı buna iyi bir örnektir. Ancak bu her tür mantar için uygun değildir.
  2. Mantarın yemek olarak pişirilmesidir.
    Bu durumda mantar ya sote olarak düzenlenir yada çorbaya katılır. Sadece mantardan yapılan çorba da bilindiği gibi oldukça lezizdir. Ayrıca çeşitli mantar sosları da yapılabilir.
Önemlidir!
Ülkemizde ve diğer başka ülkelerde (örneğin İtalya, Fransa) bazı mantar türleri yukarıda bahsettiğimiz ön işlemden geçirilmeden yenilmektedir, taze olarak, közde kızartılarak vb. İnsanlar herşeyde olduğu gibi mantar konusunda da bazı riskleri göze alarak davranabilirler ve de davranmaktadırlar. Bu konuda da öyle olmaktadır. Ancak en olumlu açıdan bakarsak bu davranış çok uzun yılların deneyimleri ile bağlantılıdır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi mantarların tanınması çok uzun bir zaman sürecinde sağlanabilmiştir. Biz burada hiç mantar yememiş belki de yaşamında hiç mantar ile karşılaşmamış insanlara seslenmekteyiz. Bu bir sorumluluk gerektirir. Ülkemizde mantar konusu özellikle kırsal bölgeler dışında hemen hemen hiç ele alınmamış bir konudur. Bunu söylerken 'aman mantar yemeyin ölürsünüz' türünden yaklaşımları elbette ciddiye almıyoruz. Kastettiğimiz mantar konusunda eğitici uyarılardır.
Mantar yedim diyenlere 'Hala yaşıyor musun' diye sorulan bir toplumda kuşkusuz böyle bir riski göze almak olanaksızdır.
Biz bırakalım böyle bir deneyimi elde etmiş, o riski göze alabilecek noktaya gelmiş olanlar buna devam etsinler, ama korku ile önlemi birbirine asla karıştırmadan, biz akıllı ama tedbirli olalım ve doğadan topladığımız mantarları yukarıda açıkladığımız ön işlemden geçirdikten sonra yemeyi ilke edinelim.

İki önemli nokta daha:

1- Bütün mantar kitapları bizim burada ele aldığımız önlemlerin altını bizzat çizmektedirler. Hatta kitapların ilk sayfasında 'Sakın ha bu kitaptan aldığınız bilgilerle mantar toplayıp yemeyin, sorumluluk kabul etmeyiz!' türü uyarıları da görürsünüz.
2- Daha önce yenilebilir olarak belirlenen mantarlar için, birçok açıdan gelişmelere bağlı olarak, şimdilerde yenilemez denebilmektedir. Kanserojen madde içermesi, radyoaktivite vb nedenler bu gelişmelere örneklerdir.

Başa Dön

MANTARLARlN BESİN DEĞERİ

Normal olarak mantar gövdesinin sadece yüzde on kadarı kuru kütledir, geri kalan yüzde doksanını ise su oluşturur. Bu kuru kütlenin içeriğini şöyle açıklayabiliriz:
  • Karbonhidratlar:
    Mantarlar bitkiler gibi fotosentez ile karbonhidrat oluşturmadıklarından prinç, mısır yada yada patates gibi yiyeceklerde bulunan yeşil bitki nişastasından yoksundurlar. Buna karşın onlara tat veren az miktarda şeker içerirler (özellikle mannitol).
    Hücre zarları böceklerin vücüt yapılarını oluşturan kitin benzeri bir hidrokarbondan oluşmuştur. İnsanlar bu maddeyi sindiremeyip hemen hemen değişmeden dışkılarlar. Bu gün bu lifli maddenin sindirim kanallarında ne gibi yararlı fonksiyonları olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ama büyük bir olasılıkla bitkisel besinlerdeki selüloz lifleriyle aynı işlevi görmektedirler.
  • Proteinler:
    Mantarlar esas olarak enzimlerden oluşurlar ve yaşamsal önemi olan bütün amino asitlerini içerirler.  Hayvansal gıdalardaki proteinlerle karşılaştırıldığında mantarlar, kükürtlü amino asitleri çok daha azdır. Ayrıca bunlar pekçok bitkisel protoinlerden daha kalitelidirler ve çok miktarda tryptofan (indolylalanin) içerirler. Ne var ki 100 gram mantar sadece takriben birkaç gram protein içerir ve bu nedenle mantarlari bir protein kaynağı olarak düşünemeyiz.
  • Yağlar:
    Çok az miktarda vardır ve bu nedenle besin değeri açısından bir anlam ifade etmezler.
  • Vitaminler:
    Esas olarak mantarlarda B-tipi vitaminler ve C-vitamini (askorbinasit) bulunmaktadir. Ancak bilindiği gibi C-vitamini yüksek sıcaklıklara karşı hassas olduğundan mantarın pişirilme sürecinde büyük ölçüde yok olmaktadır.
  • Madensel tuzlar:
    Mantarların yaş olarak ağırlıklarının takriben yüzde biri madensel tuzlardan oluşmaktadır. Büyük miktarlardaki kalyumdan başka besin değeri açısından dikkate değer miktarda kalsiyum, çinko, demir, manganez ve selenyum içerirler. Son yıllarda selenyumun değeri tartışılmaktadır. Çoğu mantar görece olarak çok selenyum içerirler. Mantarların biz insanların beslenme fizyolojisinde kapsadıkları önem ilk ve esas olarak işte bu önemli yaşamsal besin maddelerinin varlığından kaynaklanmaktadır.
Bu gün mantarlar düşük kalorili bir çeşni yemeğidir ama aynı zamanda yaşamsal madensel tuz içermeleri ve mide ve barsak çalışmalarını kuvvetlendirici yönleriyle de bizim için bir anlam ifade etmektedirler. Ayrıca tokluk duygusu vermeleri ve damak tadına hitabedişleriyle de mantarların soframızda belirli bir yerleri her zaman vardır.


Aşağıdaki tabloda çeşitli mantarların besin değerleri, diğer günlük besin maddelerimizle  mukayeseli olarak verilmektedir: (100 gr için)

  Proteinler Karbonhidrat Madensel Tuzlar Yağ % Su Enerji Değeri (kcal)
Şampinyon 2,0 1,0 0,8 0,1 91 13
Kuzu Mantarı 2,3 5 1 0,4 90 20
Horoz (İbiği) Mantarı 1,3 5 1,2 0,4 90 23
Çörek Mantarı Taze 5,4 5,2 1 0,4 87 19
  "     "     Kurutulmuş 35,9 34,5 6,4 2,7 12 110
Lahana 2,0 5,4 0,9 0,2 92 32
Ispanak 2,3 2,1 1,9 0,3 93 21
Hıyar 0,7 1,9 0,4 0,1 96 12
Domates 1,0 3,4 0,7 0,2 94 20
Kabak 1,1 5,5 0,4 0,1 91 4
Bezelye 6,3 14,2 0,5 0,2 74 86
Et 21,0 0,1 1,0 5,5 72 125
Süt 3,4 4,8 0,7 3,0 88 62
Tavuk 21,3 - 0,7 4,6 72 130
Balık 18,4 - 1,5 10,7 69 175
Kuru fasülye 18,9 61,9 0,6 1,7 11 347
Patates 1,6 14,4 0,6 0,1 80 67

 

Konu Başına Dön / En Başa Dön

Mantarın Saklanması

Bilindiği gibi mantar yılın her döneminde doğada bulunmamaktadır. Hatta her tür mantar her yıl meyve de (yani bizim mantar dediğimiz şeyler) vermez. Bu durumda mantarın meyve verdiği dönemlerde ve/veya yıllarda topladığımız fazla mantarları saklamak, daha sonra mantar mevsimi olmayan dönemlerde veya mantar olmayan yıllarda tüketmek akıllıca bir davranış olur. "Bu mümkün müdür?" diye sorarsak, cevabı 'elbette mümkündür' olacaktır.
 Özellikle günümüzde bile aile tüketim ekonomisi nin oldukça yaygın olduğu ve bu nedenle çeşitli gıda ürünlerinin (sebze, meyve, et, balık vb) gelecek dönemler için saklanıldığı ülkemizde, bunun, mantarlar için hayli hayli geçerli olacağı açıktır.
Şimdi bu konuya bir göz gezdirelim. Besinlerin bozulmadan uzun süreli saklanabilmesi için onların mayalanmasını, çürümesini vb sağlayan bakterilerin mantarın bünyesinden ve/veya onun içinde bulunduğu ortamdan dışlanması gerektiğini biliyoruz. Yani besinlerin bünyesindeki bu işi yapan bakterileri öldürmek ve/veya mantarın bu tür bakterilerle temasını kesmek gerekecektir.
Bunun için mantarın bünyesindeki suyun alınması (kurutma), mantarı 100°C kaynatarak bakterileri öldürmek ve/veya bakteriler için steril bir ortamda saklamak (kaynatma + dondurma / konserve yapmak), tuz ile bakteriler için steril bir ortam oluşturmak, yada turşu kurmak aşağı yukarı herkes tarafından bilinen ve uygulanabilecek olan uzun süreli saklama yöntemleridir.

a- Derin dondurma
b- Konserve yapma
c- Tuza yatırma
d- Kurutma
e- Turşu kurma

Şimdi bunları, sadece mantar açısından, çok kısa olarak ele alacağız.
Yanda sıralanmış olan bu yöntemleri izleyebilmek için sıradaki isimleri tıklamak yeterlidir.

DERİN DONDURMA:

Bu usulde mantar önce suyunu buharlaştırma ön işlemine tabi tutulur, sonra çabucak soğuması sağlanarak cam veya plastik kutu yada kavanozlara konulup derin dondurucuda saklanır. Genel olarak bu usulde mantarın saklanabilme süresi yaklaşık bir yıldır.
Bu usulun bir başka biçimi de mantarın ön işlemden geçirildikten sonra, belirli oranda yağda kızartılıp derin dondurucuya öyle konulmasıdır. Ancak yağın varlığı nedeniyle dayanıklılık süresi 3-4 aya düşer.
Mantarı hiç pişirmeden çiğ olarak dondurmak da olanaklıdır, ancak bu durumda bünyesindeki %70-90 suyu da dondurmak durumu söz konusudur ki bu hem boşa enerji sarfı hem de yer kaybı açısından hiç de ekonomik, dolayısı ile de uygun bir yöntem değildir.

KONSERVE YAPMA:

Bu yöntemde klasik lastik contalı kavanozlar kullanılır. Mantar suyunu buharlaştırma ön işleminden sonra kavanozlara doldurulur. Üzerine bir miktar kaynatılmış tuzlu su tuz ilave edilmelidir. Kavanoz, mantar ile takriben 2/3 oranında doldurulur, yada kavanozun ağzından başlayarak 2-3 cm kadar boşluk bırakılır.
Contalı kapak kapatıldıktan sonra kavanoz bir büyük kaba konulur ve kap kavanozu kapatacak kadar su ile doldurulur. Kavanoz ile kabın dibi arasına bir yumuşak altlık konulması uygundur. Daha sonra kabın kapağı kapatılarak kavanoz su içinde 75 dakika kadar kaynatılır. Bu süre içinde kavanozun içindeki fazla hava da basınç nedeniyle contanın kenarlarından kavanozu terkeder.
Hemen anlaşılacağı gibi kavanoz ve içindeki mantarlar sterilize edilmiştir. Kavanoz kaptan alınarak soğumaya terk edilir. Soğuyan kavanozla birlikte içindeki hava da soğuyacak ve kavanoz içinde bir vakum oluşacaktır. Kapak bu nedenle çok sıkı bir şekilde kavanozu kapatır ve içeri herhangibir şekilde hava ve dolayısı ile de bakteri girmesi önlenmiş olur. Bu usul ile mantarları pek çok yıl saklamak olanaklıdır.
Not: Mantarları kavanozdan çıkarmak için aynı yolu tersine katetmek gerekecektir. Aksi halde kavanozu zorlama ile açmak olanaksızdır. Bunun için kavanoz yine bir su dolu bir kabın içinde, kapak aşağıya gelecek şekilde, kaynatılır (içi de aynı sıcaklığa gelmelidir) ve kapak kolaylıkla açılarak mantar dışarı alınır. Kavanoz daha sonraki diğer kullanımlar için saklanır, ancak contasını değiştirmek gerekir.

TUZA YATIRMA:

Değişik şekillerde yapılabilir. Aşağıda iki tür tuza yatırmayı anlatacağız:
Ön işlemden geçirdikten sonra:
Tuza yatırılacak mantar suyunu buharlaştırma ön işleminden geçirildikten sonra bir süzgeçte süzülür ve bastırılarak bünyede kalan fazla suyu da alınır.
Bir kavanoz veya bir kaba bir sıra mantar ve üzerine örtecek kadar kaba tuz (tuzlama tuzu) doldurulur. Böylece kap dolana kadar devam edilir. En üste tuz gelmelidir. Tuz ve mantar oranı yaklaşık olarak 175 gr tuz/1kg mantar civarındadır.
Karışımı bastırmak için üzerine bir tabak veye benzeri konulur ve üstüne de bir ağırlık oturtulur. Kap serin bir yerde tutulur. Tuz mantarın bünyesindeki suyu çekecek ve böylece karışımın üzerinde tuz ve sudan bir tabaka oluşacaktır.
1 litre taze mantardan yaklaşık 0.4 litre tuzlanmış mantar elde edilir. Serin yerde tutulduğu sürece bir yıldan uzun süre saklanabilir.
Tuzlanmış mantarı pişirmeden önce bir gün yada bir gece bol su içine yatırmak yeterlidir. Su, karışımdaki tuzu emer. Tuzu alınmış mantar bu haliyle aynı ön işlemden geçirilmiş taze mantar gibidir ve onun gibi pişirilebilir.
Kuru olarak tuza yatırma:
Bu usulde aynen yukarıdaki yol izlenir. Ancak bu durumda mantar ön işlemden geçirilmez.
Daha sonra mantarı yemeye hazırlamak için mantar önce bol suya bırakılarak tuzunun alınması gereklidir. Tuz miktarı yeterli miktara  ininceye kadar su bir kaç kez değiştirilir. Toplam tuz giderilme süresi yaklaşık 10-15 saattir. Mantar bu işlemden sonra suyunu buharlaştırma işlemine tabi tutulularak pişirmeye hazır hale getirilir.

KURUTMA:

Mantar kurutulduğunda tadını ve diğer özelliklerini hemen hemen aynen korur. Ayrıca kuru mantar hacim olarak çok az yer kaplar. Eğer kurutma işlemi süratli yapılmayacaksa o zaman mantarın larva ve parazitlerden arınmış olması gereklidir, aksi halde kurutma süresi içinde bozulabilir.
Yapılışı:
Kurutulacak mantar temizlendikten sonra küçük parçalara ayrılır (2-5 mm kalınlıkta). Ve aşağıda açıkladığımız şekillerde kurutulur. Kurutulan mantarlar ağzı sızdırmaz bir örtülü bir kap içinde konursa tadını korur. Serin bir yerde saklandığı takdirde bir kaç yıl hiçbir değişikliğe uğramadan kalabilir.
Kuru mantarı pişirmek için mantara tekrar eski suyunu kazandırmak gerekir. Bunun için mantar yassı bir kaba yerleştirilir ve üstünü örtecek kadar su konarak bekletilir. Mantar suyu emerek yumuşadığında aynen taze mantarlar gibi ön işleme (kaynatma/buharlaştırma) tabi tutularak pişirmeye hazır duruma getirilir.
Kuru mantarın bir iyi özelliği de öğütülerek mantar unu yapılabilmesidir. Mantar unu, sos yada çorbalarda baharat (tatlandırıcı) olarak kullanılır.
Kurutma işlemi:
Kurutmada esas olan mantar içindeki nemin alınabilmesi için üzerinden kuru (içindeki nem oranı düşük) hava geçirilmesidir. Havanın ılık olması nem oranını görece olarak azalttığından uygun olur. Ancak sıcaklığın 50°C nin altında kalması gerekir. Çünkü bu sıcaklığın üstünde mantar bünyesi, protein kaybına uğrayacağından lezzetini kaybeder. Bu nedenle direk güneş altında da mantar kurutulmamalıdır. Özellikle de içinde hava sirkülasyonu olmayan fırınlarda mantar kurutmaktan kaçınılmalıdır, yoksa başarısızlık kaçınılmazdır.
En genelinde kurutma işlemi mantarı temiz bir havlu, bez ya da kağıt üzerine sererek gerçekleştirilebilir. Mantarın içinden alttan üste doğru hava akımı (olanaklı ise ılık) sağlanırsa kurutma işlemi çok verimli olur. Bunu sağlamak için ince gözlü tel yada paslanmaz çelik kafesten altlıklar kullanılabilir. Bu altlığın alt tarafına herhangibir hava üfleyici konulursa (örneğin saç kurutma aparatı) kurutma çok daha süratli gerçekleşecektir.

TURŞU KURMA:

Evet mantarın turşusu da yapılmaktadır ve kendi deneyimizden söyleyebiliriz: Nefistir. Biz burada elbetteki, bu konuda geleneksel olarak usta olan, insanlarımıza turşu kurmayı anlatacak değiliz. Onun yerine iki tür mantar turşusu tarifi vermekle yetineceğiz.
Turşu kurmak için en uygun mantarlar daha çok 'Lactarius' cinsi (kırılgan yapılı mantarların sütlü olanları) mantarlardır. Bunların birkaç türü vardır ki ancak suda kaynatma ön işleminden geçirilerek yenebililer. Tarifler bu mantarlar için verilmiştir ancak başka herhangi mantara da uygulanabilir
1. Çeşit Turşu

Malzeme: 1/2  litre kaynatma ön işleminden geçirilmiş 'lactarius' yada başka cins mantar.
Yanda verilen karışımı kaynattıktan sonra mantarları ilave edip kavanozlara dolduracaksınız.

Karışım:
1     dl (1/10 litre =1/2 bardak) su
1     dl sıvı yağ
3/4  dl sirke2     çay kaşığı tuz
6-7  diş sarmısak
2     yemek kaşığı baharat

2. Çeşit Turşu

Malzeme:
150-200 gr kaynatma ön işleminden geçirilmiş 'lactarius' cinsi mantar.
Yanda verilen karışımı 5 dakika kadar kaynattıktan sonra mantar ve diğer malzemeyi ilave ederek tekrar 5 dakika kadar daha kaynatıp kavanozlara doldurun.
Not: tatlı turşu sevmez iseniz şeker koymayın, ama 'Bir de tatmayı deneyin!" deriz.
karışım:
1     dl %12 lik sirke asidi
1     dl su
2     dl şeker
1      küçük doğranmış sovan
1     ince doğranmış hıyar turşusu
1/2  ince doğranmış etli kırmızı biber
1     parça zencefil
2     defne yaprağı
3     adet karanfil
1     parça tarçın
2     çay kaşığı sarı hardal taneciği

Başa Dön

MANTAR KURTÇUKLARI

Mantar toplayanlar bilirler yada görmüşlerdir, mantarın etleri delik delik olur yada içlerinde gözle görünür şekilde kurtçuklar vardır. Bunlar aslında sinek ve böceklerin larvalarıdır.
Bu hayvanlar mantarın hemen daha ilk evrelerinde yumurtalarını mantarın bünyesine bırakırlar. Mantarın gelişmesi ile birlikte, sıcaklık ve nemin de elverişliliğine bağlı olarak yumurtalar açılır ve içlerinden bu kurtçuklar çıkarlar. Bunlar daha sonra mantar etiyle beslenerek (asalaklık) böcek haline dönüşürken mantarı da, bazan tamamiyle yer bitirirler.
Bunların en çok bilinen türleri sivrisinek larvalarıdır. Renkleri beyaz olduğundan mantarın beyaz eti içinde gözle görülmeleri oldukça zordur, ancak biraz geliştiklerinde siyah başcıkları nedeniyle mantar içinde gözenekler (delikler) gibi görülürler.
Gelişmeleri çok hızla olur, öyleki ormanda mantar topladıktan sonra hemen eve dönmeyekseniz yada gecikecekseniz mantarı daha orada kesip temizlemeniz, larvalarını ayıklamanız gerekir, aksi halde eve geldiğinizde mantarların bir kısmı artık yenilir olmaktan çıkmış olabilir.
Bunlardan başka tür larvalar da vardır. Bunlar kabuklu böcek cinslerinin kurtçuklarıdır. Ve bu kurtçuklar daha büyük ve sarıya yakın renktedirler.
Aslında mantar toplanıldığı anda hemen kaba temizliği yapılmalı ve ortasından boylamasına kesilerek larva olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer var ise larvalı kısımlar kesilip atılır. Böylece bazı mantarları larvaların istilasından kurtarabilir ve böylece gereksiz yere bir ağırlığı da eve kadar taşımamış olursunuz.
Genel olarak mantarda kurtcukların varlığı mantarı yenilmez yapmaz. Ancak mantar kurtcuklar tarafından aşırı derecede yenilmiş ise, bozulmaya başlamış demektir ki ormanda bırakılmalıdır.
Sümüklü böcek: Mantara dadanan en önemli hayvanlardan biri de, ne yazık ki kötü bir şekilde adlandırdığımız, sevimli yaratık 'sümüklü böcek' tir. Ancak onların mantarla ilişkisi yumurtaları aracılığı ile olmaz, doğrudan mantarı yiyerek beslenirler. Özellikle de sünger altlı mantarları çok severler.
Daha önce de bir başka yerde eğer bu hayvanlar bir mantarı yiyor iseler o mantarın zehirli olmayacağı (bir canlı yediğine göre) yanlış inancından bahsedip nedenini açıklamıştık. Ancak yenilebilir bir mantarın sümüklü böcek tarafından bazı yerlerinin yenmiş olmasının da hiç bir kötü tarafı yoktur. Normal bir mantar olarak toplanıp yenilebilir.

Konu Başına Dön / En Başa Dön